Bugün çok fena bi gündü ya. Aslında şanslı bi günümdü de ama yine de bi yerden sonra çekilmez olabiliyor. Yılbaşında 374235 tane profiterol yapıp şeker komasına girme planlarımdan sonra, "sabah kalkayım da emniyet müdürlüğüne gidip, bi zahmet ehliyetimi alayım" dedim. Ama bu emniyet müdürlüğü, öyle iğne atsan yere düşmez bi yermiş ki, müdürlüğün dışarısında bulunan, devasa alışveriş merkezlerinin otoparkları gibi olan otoparklarında arabayı koyacak yer bulamadıktan sonra, müdürlüğün kapısına geldiğimde, şöyle bir baktım ve bi an ama bi an içimde acayip bir ürperti oldu. İnanılmazdı çünkü içerde o kadar çok insan vardı ki, dedim "bugün emniyet müdürlüğünde yılbaşı partisi falan yapılıyor sanırım". Gerçi hiç kimse eğleniyor gözükmüyordu, hiç de mutlu değillerdi. Bu yüzden, bu saçma düşüncemden vazgeçtim ve birini itirek, öbürünü kaktırarak, kenardan köşeden, bi yerlerden sıvışarak içeri girdim. İşin kötü yanı, içerde bisürü vezne, veznelerin önünde oluşmuş devasa kuyruklar vardı ve kuyrukları yarmak, oldu bitti en sevmediğim, en hoşlaşmadığım işlerden biriydi.
Neyse dosyaydı, diplomaydı, iki hoşbeşti, ehliyet harcı, kart parası falandı derken, sağlık raporumdaki fotoğrafın üstünde doktorumun kaşesi olmadığı için her bi işim yarım kaldı. Daha sonra doktoruma gidip, "böyle böyle, niye fotoğrafımın üstüne de kaşe basmadınız" diye söylendiğimde, cevabı şöyle oldu, "bu sağlık raporundan yirmi kişiye vermişimdir belki, bi tane düzgün memur çıkar kaşe sorar, ne gereği var anlamıyorum, burda fotoğrafın olsa ne olmasa ne". Çünkü düzgün memurlar, fotoğrafın üstünde kaşe var mıdır diye kontrol eden kişilerdi. Onların işleri bu. Ama pek fazla bulunmuyor demekki. Neyse, öğleden sonra bi daha gittim ki bi de parmak izim alınsın diye. İşte en kötü şey meğersem bu imiş. Bi ekranı parmaklamak için bu kadar uğraştırılmaz ki insanlar yaf? Bekle bekle, son dakika sıra geldi de, bana da o ekranı parmaklamak kısmet oldu. Bundan sonrasında bişi yok zaten. Laminasyon (uyduruyor olabilirim) diye bi yere gittim. Ordan ehliyetimi alıp çıktım. Tabi ben çıktığımda emniyet müdürlüğünde üç-beş insan falan kalmıştı. Niye mi? Çünkü saat 5'i 10 geçiyordu. Tam saat 5'te vın diyerek boşalıyor müdürlük, çok eksantrik bi andı gerçekten.
Tamam tamam, olay şundan ibaret ki, babamla gittiğim emniyet müdürlüğünde, babamın tanıdığı üç-beş komiser sayesinde, işlerimi bir saatte halledip çıktık. Bi tane genç komiser vardı, onla meyvesuyu içip muhabbet ettik. Komik bi insan kendisi. "Keşke arkadaşım olsaydı" dedim içimden ama çaktırmadım. Torpil kötü şey.
Ehliyet alacaklar için;
*Dosyanızdaki evrakları dikkatli bi şekilde kontrol edin. Eksikleriniz varsa halledin. Misal sağlık raporunda fotoğrafın üstünde de doktor kaşesi, düzgün memurlar tarafından dikkat edilen bir nokta.
*Parmak izi için, emniyet müdürlüğüne erkenden gidip, sıra alın. Mümkünse komiser amcalarla, ne bilim orda çalışan memurlarla falan açın orayı, o derece erken gidin yani.
*Kan grubu kartınızı sakın ama sakın unutmayın ve bir de diplomanızın aslını.
*Sabırlı olun.
Başaracaksınız.
Neyse dosyaydı, diplomaydı, iki hoşbeşti, ehliyet harcı, kart parası falandı derken, sağlık raporumdaki fotoğrafın üstünde doktorumun kaşesi olmadığı için her bi işim yarım kaldı. Daha sonra doktoruma gidip, "böyle böyle, niye fotoğrafımın üstüne de kaşe basmadınız" diye söylendiğimde, cevabı şöyle oldu, "bu sağlık raporundan yirmi kişiye vermişimdir belki, bi tane düzgün memur çıkar kaşe sorar, ne gereği var anlamıyorum, burda fotoğrafın olsa ne olmasa ne". Çünkü düzgün memurlar, fotoğrafın üstünde kaşe var mıdır diye kontrol eden kişilerdi. Onların işleri bu. Ama pek fazla bulunmuyor demekki. Neyse, öğleden sonra bi daha gittim ki bi de parmak izim alınsın diye. İşte en kötü şey meğersem bu imiş. Bi ekranı parmaklamak için bu kadar uğraştırılmaz ki insanlar yaf? Bekle bekle, son dakika sıra geldi de, bana da o ekranı parmaklamak kısmet oldu. Bundan sonrasında bişi yok zaten. Laminasyon (uyduruyor olabilirim) diye bi yere gittim. Ordan ehliyetimi alıp çıktım. Tabi ben çıktığımda emniyet müdürlüğünde üç-beş insan falan kalmıştı. Niye mi? Çünkü saat 5'i 10 geçiyordu. Tam saat 5'te vın diyerek boşalıyor müdürlük, çok eksantrik bi andı gerçekten.
Tamam tamam, olay şundan ibaret ki, babamla gittiğim emniyet müdürlüğünde, babamın tanıdığı üç-beş komiser sayesinde, işlerimi bir saatte halledip çıktık. Bi tane genç komiser vardı, onla meyvesuyu içip muhabbet ettik. Komik bi insan kendisi. "Keşke arkadaşım olsaydı" dedim içimden ama çaktırmadım. Torpil kötü şey.
Ehliyet alacaklar için;
*Dosyanızdaki evrakları dikkatli bi şekilde kontrol edin. Eksikleriniz varsa halledin. Misal sağlık raporunda fotoğrafın üstünde de doktor kaşesi, düzgün memurlar tarafından dikkat edilen bir nokta.
*Parmak izi için, emniyet müdürlüğüne erkenden gidip, sıra alın. Mümkünse komiser amcalarla, ne bilim orda çalışan memurlarla falan açın orayı, o derece erken gidin yani.
*Kan grubu kartınızı sakın ama sakın unutmayın ve bir de diplomanızın aslını.
*Sabırlı olun.
Başaracaksınız.
6 yorum:
ben saatlerce uğraşmıştım almak için hatta 2 gün boyunca gidip geldim...ve sabahın 6sından sıra beklemeye başlamıştm amma torpilisin yani gıcık oldum şu an sana hhııhh:P
vuhuu fotoğraf süper!! :) hayırlı olsun bi de, gezdirirsin artık bizi ;D
Ne zaman ıslatıyoruz :p Hayırlı olsun Fatoşcum. :) No torpil.:p
hayırlı olsun bende alacağım inşallah 2011 de :))
Matruşka, teşekkür ederim. Aa her şeyi de kutlayacak mıyız? :D Ama neden olmasın di mi? :))
No torpil ! :p :D
Teşekkür ederim Senem :) Geciktirmeden almak lazım evet ama sabırlar diliyorum, ben hemen alırım sanmıştım ama işler o kadar da kolay değilmiş. Sınavlar neyse de, bu eminiyet müdürlüğü olayından pek hoşlaşmadım. :D
Yorum Gönder