Yoksa Siz Hala..

..bizi Twitter ve Facebook'tan takip etmiyor musunuz?




p.s : Alttaki uzun çubuğumuzdan da kolayca ulaşabilirsiniz ki ikisine de :) hıhı. evet. aynen öyle.


Bunu dedi ( 0 ) kişi

Lost : The End!

6 senedir, illaki laf arasına karışıveren, hakkında teoriler ürettiğimiz, zaman zaman fenalık getiren, zaman zaman tekrar kendisine bağlayıveren Lost bu gece bitiyor! Üniversite hayatım Lost'la geçti gerçekten, nasıl üzülmem ki :) Şöyle bi düşünüyorum da, "spoiler" kelimesiyle bu dizi sayesinde tanışmış bile olabilirim! Daha sonra, derslerde, ALES'te karşıma çıkmadığı mı kaldı, karakterleri hakkında yapılan şarkılarla dilime dolaşmadığı mı? (bkz: the Sawyer Song).

 

Dizi başlarken ve aralarda siyah zemin üzerinden viuuu diye ses çıkararak yaklaşan şu "LOST" yazısını bile özlicem, valla! :) İstenilen şekilde bitmiyor belki, belki sorularımıza cevap alamadık, son sezonlarda belki saçmaladı senaristler, ama öyle ya da böyle hayatımın önemli bir kısmında vardı bu dizi. Seneler sonra da, çocuklarıma anlatmayı planlıyorum! :p "Bak kızım, bizim bi Black Smoke vardı, ağaçları yıkardı; Richard hiç yaşlanmazdı." falan diye. Çok hüzünlendim ben. Birkaç saat kaldı, inanabiliyor musunuz?

p.s : yorum yaparken spoiler'a dikkat edin ha! BBS yazarları olarak, hala izlemedik 6'nın tamamını :)


Bunu dedi ( 3 ) kişi

Fotorealizm?!

(Dan Witz)

Özellikle profesyonel olarak fotoğrafçılıkla uğraşanlar, "Resimlere bakıyorum" falan dendiğinde, koşullanmışçasına "Onlar resim değil, fotoğraf" deyiverirler.

 (Yigal Ozeri)

Yok, kızmam tabii ki. Haklılar. Yine de resim sanatıyla daha çok uğraşan bir toplumdan olmanın etkileri diye düşünüyorum. 

(Eric Zenner)

Bir de şarkılar var tabii. "Resimdeki Gözyaşları" falan :) Bu ağız alışkanlığında, onların da çok etkisi vardır kesin. 

(Glennray Tutor)

Fotorealizm de, bunun tam tersi işte! Bunlara "fotoğraf" derseniz, benzer bi tepki alırsınız. Çünkü bunlar fotoğraf değil, resim. Şaka gibi, di mi? :) Özellikle bu sonuncuya ba-yıl-dım!


Bunu dedi ( 7 ) kişi

Bizim de Günümüz Var!

Dünya Günü ve Hıdrellez'den sonra, gecikmeli olarak ~ah bu sınavların gözü çıksın!~, 2 önemli gün hakkında daha yazmak istiyorum. Son birkaç yazıda, BBS'yi Önemli Günler ve Haftalar blogu haline getirmiş gibi olduk gerçi, di mi? :)

Evet, Pazar günü, ALES'e gitmek için sabahın çok erken saatlerinde uyanıp bitkin ve sinirli bi şekilde hazırlanırken hiç aklıma bile gelmeyen, ancak çıkmak için kapıyı açtığımızda, annemle karşı karşıya kaldığımız manzaranın birden hatırlatıverdiği bir şey vardı ki, o da Anneler Günü'ydü. Karşılaştığımız manzara ise, kapının dışına yapıştırılmış bir adet kırmızı gül! :) O kargaşada fotoğrafını çekmek de aklıma gelmedi tabi ama apartman yöneticimizin ne kadar ince bir insan olduğunu anladım :)

Ve ertesi gün, yani 10 Mayıs'ta, şimdi anlatsam uzun sürecek birtakım tesadüfi olaylar sonucu, o günün de bizim açımızdan ne kadar da önemli bi gün olduğunu öğrendim: Psikologlar Günü! :) Böyle bi günümüzün olduğu aklıma bile gelmemişti açıkçası daha önce. Sevindim ama nedense. Hatta kardeşim bana bir Rocco verdi hediye olarak :) Böylece ilk Psikologlar Günü hediyemi aldım, mutlu oldum. Daha nicelerine :)

Bir dahaki önemli günde veya haftada görüşmek üzere. Ondan önce de görüşmek üzere aslında. Biz hep buralardayız yaa :)


Bunu dedi ( 2 ) kişi

İşte Bu Bahar - Hıdrellez

Mayıs'ın gelişiyle birlikte, havalar iyice ısınmışken hem de, bir de baharın gelişini kutlamak gerek bence. Gerçi çoğu yerde havalar çoktaaaan ısınmış olsa da Ankara gibi bir yerde ancak mayıs ayında sıcak havaları görebiliyoruz. Ve işte baharın gelişini kutlamanın en iyi yollarından biri de Hıdrellez veya Hıdırellez Bayramı. Aslında bir nevi doğanın o tatlı kış uykusundan uyanmasını, artık bize biraz güneşli ılık havalar getirmesini, her ne kadar bahar alerjisi olanlar için (misal ben) kötü de olsa, mis kokan çiçekler açtırmasını kutluyoruz gibi. Türkiye'de bu bayramı 6 Mayıs'ta (5 Mayıs gecesinden itibaren) kutluyoruz.

Hıdrellez'in en güzel yanı ise, işte tam da o gece yani 5 Mayıs gecesi, dilek dilemek ve dileklerimizin gerçekleşmesini beklemek olsa gerek. Efsaneye göre, hıdrellez günü, ölümsüzlüğe erişmiş iki peygamber, Hızır ve İlyas'ın buluşup görüştükleri günmüş ve Hızır, zaman zaman, özellikle baharda insanların arasında dolaşır, zor durumda olanlara yardım eder, onlara bolluk, bereket ve sağlık dağıtırmış. Bu yüzden geceden gül ağaçlarına dilekler asılır ki, Hızır da bolluğuyla, bereketiyle gelsin ve dileklerimize dokunsun diye.

Açıkçası yaygın olarak gördüğüm geleneklerden birisi bu 'güle dilek asma' ve daha bir sürü gelenek var bu günle ilgili. Ama benim en hoşuma gidenlerden biri de 'Hıdrellez günü sabah erken uyanalım, günümüz uğurlu geçsin' geleneği. Ne yapalım o zaman? Hadi uyuyalım. :)

fatoş' BBS için bildirdi. İyi geceler ! :)


Bunu dedi ( 6 ) kişi