Açık Mektup

Imm. Şey, birkaç gündür fatoş'a ulaşamıyorum da. En son çare olarak, buraya yazmak geldi aklıma.

"My dear psychic, 


Kendi kulaklarının gölgesiyle el yapan tavşan resmine tepki vermediğinde hemen harekete geçmeliydim aslında. Ama ne biliyim, bi "hı?" falan desen, bi "ebet." diye mesaj atsan falan rahatlarım. Hatta "merhaba beisa" desen bile havalara uçacak durumdayım, düşün artık. O nedenle, yazdığım bilimum yerden birinden cevap verirsen çok mutlu olurum ama seni de en fazla bi gün daha rahat bırakabilirim. Sonra yine gidip başka yerlere yazarım, kayıp ilanı falan veririm, zaten Behzat Ç. izlemeye başladım, iyice paranoyağım artık. :) 


Özledim lan. 


Sincerely yours,
beisa.


p.s: Resmi aşağıya yapıştırıp cevabını bekliyorum.




















p.s - 2: Ernest Vincent Wright'ın 'Gadsby' isimli, içinde hiçbir 'e' harfi bulunmayan, 50.000'den fazla kelimelik bir roman yazdığını biliyor muydun? Oysa e'ye ne gıcığı olabilir ki bi insanın, di mi? :p


Öperim."


Bunu dedi ( 0 ) kişi

Bir Mezuniyet Töreni Sonrası..

Ay biz yine kaybolmuşuz ortalardan. Bu hayat çok fena muhabbetine girmeden, hiçbi şey olmamış gibi devam edeyim bence.

Bugün ODTÜ'de mezuniyet töreni vardı. Geçen sene, kendi mezuniyetimizde, her şey bir anda olup bitmiş, şahsen ben yaşadığımdan pek bir şey anlamamıştım. Bu sene de hazır birkaç arkadaşım mezun oluyorken, bir de gidip dışardan nasıl göründüğüne bakayım dedim ve anladım ki baya şenlikli gözüküyor. :) en şenlikli kısmıysa, staddaki geçişler tabi ki. Bütün bölümler sırayla, hazırladıkları farklı farklı pankartları tribünlerde oturan ailelerine göstererek, el sallayarak, yer yer çığlıklar atıp zıplayarak, şarkılar söyleyerek stadın etrafını dolaşıp yerlerine oturuyorlar. Ortaya da şöyle manzaralar çıkıyor :

Felsefe - kardeşimle en beğendiğimiz oldu bu - tabula rasa. :)





Mimarlık - bu da içmimarlık okuyan kardeşimden oldukça aşina olduğumuz bi durumdu tabi.




















Makina Mühendisliği - işte buna çok güldük, hala da gülüyoruz hatta. :p



















Bilgisayar Mühendisliği - bu da gönderme dolu pankartlarımızdan sadece bir tanesiydi.



















Psikoloji - bizimki daha güzeldi (:p) ama koymasam çatlardım.


















Sonrası ise, uzun konuşmalar, alınan diplomalar eşliğinde eğlenceli fotoğraf çekilmeler. Yine de garip bi şekilde, kendi mezuniyetimden daha fazla duygulandığımı hissettim arkadaşlarımı izlerken. Her sene gitmeye karar verebilirim her an. Fotoğrafını çekecek kimseyi bulamazsam, sadece pankartları çekerim, nolacak sanki. :)

p.s : Bizim (2010 psikoloji bölümü mezunları) pankartımızı da çok merak ettiniz di mi? Söylemek lazım, pankartın boyanmasında fatoş'un da bol emeği geçmiştir. Neyse, fazla söze gerek yok, bu manidar şarkının devamını bilirsiniz zaten. :p :)





Bunu dedi ( 3 ) kişi