Pür Neşe Hastalık

Hastalık hali, her ne kadar kötü olsa da bazen iyi yanlarını da görmüyor değiliz. Mesela ben her grip olduğumda veya boğazım ağrıdığında, antigribal (böyle bir şey var mı bilmiyorum) ve antibiyotik (böyle bir şey var biliyorum) ilaçların etkisinde bir manik neşeyle karşılaşıyorum ister istemez. Artık, böyle anlarda, beisa hemen farkediyor zaten, 'antibiyotik mi aldın sen' diyor. Alakası yok aslında, bence tamamen şımarıklık.

Açıklayayım. Çünkü hasta olununca evde, okulda, arkadaşlar arasında vs. bulunduğun çevredeki insanlar, hasta olan kişinin bir kedi kadar masum bakışlarından, biraz öhö öhösünden, ve olaki sesinde de değişiklik varsa, o sesi artık duymak istemediklerinden mi yoksa acıdıklarından mı bilinmez, bir şefkatle yaklaşır malum kişiye. Ee bunu kullanmamak olmaz diye düşünen hasta şahıs da en acıklı halini takınır daha çok şefkat için. Sonrası bir döngü halinde, şefkat-şımarıklık diye gider.

Her istediği ayağına gelir. Bazen istemediği şeyler bile, ıhlamur, ilaçlar, zorla içirilen meyvesuyu, süt vs. Artık onlara da katlanılır. Ama yine de sevilmeyen bir şeydir hasta olmak. O yüzden bu şefkate ihtiyacı vardır hastanın, hemen iyileşebilmek için işte.

İşin ilginç yanı, hasta olduğunda o ana kadar yemediğin bütün meyveler yenir, içmediğin kadar sıvı tüketilir. Hatta bunu günde kaç kere sifon çektiğinizi düşününce farkedebilirsiniz. En hareketsiz kaldığın zaman dilimidir. Artık yastık ve bilimum peçeteyle haşır neşirsindir. Hatta bir süre sonra peçeteler bi dağ haline gelebilir.

Bir de son olarak diyeceğim o ki, özellikle gripken sesin değişmesi nedense hasta kişinin çok ilgincine gidiyor olmalı ki, habire konuşur. Öyle böyle değil. Yeni, değişik bir sese sahip olmak, kesinlikle kullanılmasını gerektirdiğinden değil ama sürekli hasta olan bir insan değilseniz, bence o sesi duymak gerçekten eğlenceli olabilir. Ben şimdi evde muzdarip bi şekilde, hem de yapayalnız duruyorum. Aslına bakarsanız, meyvesuyu getirenim de yok, sesimi duyuracağım kimse de yok. Hatta az sonra bu yazıyı bitirip, yoğurtlu makarna yapmaya gideceğim.

Edit büdüt: Şefkat gösterin bana ! :(


10 yorum:

beisa~ dedi ki...

ahaha öyle güsel anlatmışsın ki hasta olasım geldi :p kıyamam ya, gel annem sana ilginç karışımlarından yapsın.. onlar sayesinde industrial bile çalışmıştın be! :D :*

fatoş' dedi ki...

eet ya :( daha kimse eve gelmedi zaten. yoğurtlu makarnayı yaptım öylece duruyorum kendi başıma. acaip sıkıcı her şey..

ah, yine industrial çalışsaydım da burlarda böle tek kalmayaydım :p

kısmet.

beisa~ dedi ki...

msn'e girdim, görünce gel de sana şefkat gösteriyim annenler gelene kadar :)

мєltєм dedi ki...

hahaha dimi fatma odada olcaktın şimdi o sesle car car bağırırdın, şarkı falan söylemeye çalışır sonra da ayyyy çok hastayım diyip burnunu çekerdin:D

fatoş' dedi ki...

:D inan aynılarını evde yapıorum şimdi.. bi çenem düştü bi çenem düştü sorma.. neyseki gündüz evde kimse yoktu, bağır çağır şarkı söyledim bi de :D:D

oda deme bana. ağlıcam ha !:(

мєltєм dedi ki...

off ya fatmaaa ben de ağlıcam ama!!

MMTMN dedi ki...

hehe. 2-3 günde atlatılacaksa hasta olmanın da kendine has bazı güzellikleri var... batteniyenin altında elinde yeşil çayla oturup tüm gün film izlemek mesela. =)

Merve Nur Gülbudak dedi ki...

geçmiş olsun dileklerimle ozaman =)

fatoş' dedi ki...

ağlama meltem.. hem o kadar arayıp okulu anlatıosunuz bana, sonra da ağlıcam diosun. ben burda öhö öhö öksürürken acımıyorsunuz :( :p

fatoş' dedi ki...

@MMTMN 2-3 günde atlatılabilse keşke, resmen dayadım bünyeye meyveyi çayı bilimum vitamini ama cık.. bu sefer sağlam hasta olmuşum :D bi de yeşil çayın neresi güzel ya :p karabiberli süt misali, yeşil çay versus karabiberli süt. bunun galibi yok vallahi. :p

@madonna :) çok teşekkür ederim..