Falan Fıstık !..

Bundan sonra aralık bitene kadar her gün bloga yazı yazacağım. Nasıl bir vicdan azabı, nasıl bir vicdan azabı sormayın gitsin. Ben, kendi, diğer, yani tek başıma yazdığım blogum Süpernova'dan kopup da buralara gelemiyorum. Aynı şekilde beisa'yı da 2noktayanyana'da kaybettik sanırım. Şöyle bir bloga bakayım dedim, o derece unutmuşum yani, bir sessiz sakin, kenarda köşede ağlıyor zavallıcık. İçim parçalandı. Tamam abarttım. (Abartmayı oldu bitti sevmişimdir). İşin garip yani antibiyotik de kullanmıyorum, nedir bu bendeki yufori kaynağı anlamış değilim.

Neyse, zaten aralık ayı BBS sanatçısını da seçmemişiz. Bundan sonraki ilk yazım da o olsun. :)

Bugün Ales'e girdim. İçeri girerken hatun görevli beni aramadı, taramadı. Babamı tanıyormuş, torpilliyim yani. Bu ne biçim torpil, soruları falan verseydi ya önceden. Hem ben onu tanımıyorum. Neyse, sırama gittim bi baktım, dandik iki kalem, dandik bi silgi, üç adet çok fazla ferah olips nane şekeri (oysaki ben meyveli severim), bi tane dandik peçete, dandik açacak. Ulen bu ne? Torpilli gireceğimi bilseydim, kalemimi silgimi yanımda getirirdim. Zaten griptim, cebimde binbeşyüz tane taze peçete, bikaçı elimde topak halinde, yüz-göz şiş, burun kıpkırmızı. Taa 9 buçukta başlayacak sınava da, 8 buçukta gidince, öyle sınav salonumda bi saat oturdum. Erken gitmemin nedeni de arama var falan, cart curt dediler, erken git dediler. Aranmadık bile iyi mi? Neyse her zamanki gibi sınavı yetiştiremedim. Ee haliyle zamanla ilgili problemlerim var. Yetişme konusunda berbadım. Sınavda öyle rahatsız edecek bir şey yaşanmadı neyseki. Öyle biri şekerini katur kutur yese, yok efenim cart cart kalemini açsa, ıksırsa, öksürse, valla kan çıkardı o salondan. Gerçi salondaki en hasta şahıs ben olduğumdan, başkaları benim burun silmelerimden, güçlükle nefes almamdan falan rahatsız olmuş olabilir.

Sonuç olarak, sınav biter bitmez, koşar adım olay yerini terkettim. Dışarı çıktığımda kendimi boşlukta hissettim bi anda. Sınav giriş belgemi bile almışlardı. Geriye kalanlar sadece bi topak peçeteyle, dandik kalem, silgi, açacak, şekerler falan. Allahım çantasız, telefonsuz, parasız pulsuz olmak, dışarda yalnız başına, hiç hoş değil. Kendimi çıplak gibi hissettim.

Sağ salim eve gelebildim ya, başka bişi istemem artık. Uyuyayım artık, bu ne biçim hayat, bu ne bohem ya?


1 yorum:

beisa~ dedi ki...

aa bbs vardı bi de di mi? :p
elimden geldiğince, aralık sonuna kadar olan hedefine katkıda buluncam fatmacım, haberin ola :)

p.s : geçmiş olsun bilmem kaçıncı kez :) hem sınav, hem grip için :D