Mola Bitti Yola Devam !

Havaların bu şekilde dengesiz olmaması gerekiyordu. Nisan ayında, hatta ay bitmek üzereyken, her sabah güneşli, ılık ve mis çiçek kokulu bir güne uyanıyor olmalıydık. Buralardan da bu kadar uzak kalmamalıydık, kalamazdık. Lakin her şey istediğimiz gibi olmuyordu değil mi ? Son 22 yılımda adım gibi öğrendiğim şeylerin başında bu geliyordu zira. Ve bu bana son zamanlarda zira kelimesini ne kadar çok kullandığımı farkettirdi bi anda.

Hayır, hiç de umutsuz değilim aslında. Zaman dediğimiz şeyle birlikte her şeyin yerli yerine oturacağını hissediyorum. Ama şimdi uzun, upuzuuuun molamızda, içtiğimiz bolsütlü kahveler, şekerli muhabbetler, hararetli tartışmalarla, iç çekiş ve belki de biraz (!) isyanlarla, tatlı telaşlarla geçen olaylardan bir tutam karalayacağım buraya;


  • Beisa'yla Blogspot'tan ümidimizi kesince birer adet tumblr hesabı alıverdik ve beş çaylarımızın büyük çoğunluğunda BBS'ye ihanet ettiğimiz hissi ile tumblr'da günümüzü gün ettik. Yok cidden, tumblr'ı pek sevemedik, alışamadık ya da tam alışmaya başlarken yine buralara döndük sanırım. :)

  • Yüksek lisans hayallerimle ve görüşülmesi çok zor olan nadide bölüm hocalarımdan referans alabilmek umuduyla Odtü yollarını tuttum, hem de iki defa. Ama her şey planladığımın tam da tersi istikamette seyretti ve fiyaskolu Ankara ziyaretleri yapmış olarak eve döndüm.
(Edit Büdüt: Fakat bugün itibariyle referanslarıma kavuşmuş bulunmaktayım, pek sayın hocalarım sağolsunlar. Yani neymiş? Hemen ümidi kesmeyecekmişiz bir şeyden.)

  • Zamanımızın bir çoğunu da yeni favori dizimiz 'Glee' izleyerek geçirdik. Her bölümden sonra şarkılar söyleyerek, tumblr'da glee ekibinden resimler paylaşarak eğlendik. Daha sonra başka bi yazımda Glee'ye tekrar döneceğiz.

  • Ve Beisa okulda bi ton sunum hazırlarken ben de 'son bi kere daha gireyim, belki daha yüksek alırım' diyerekten Ales çalıştım.
(Edit Büdüt - 2: Ösym sağolsun, kopya skandalları ile içimdeki binbir türlü ümidi solduruyor olsa da azmettim, yaptım, olacak.)

Bu kadar şeyden sonra garip bi şekilde karamsarlığımdan ziyade iyimserliğim tavan yaptı. 'Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim'* değil mi? (*Goethe)
Yüzümüze bi gülümseme yapıştıralım o zaman, hadi bakalım.

Sevgiyle.. :)
 


Edit Büdüt - Final: O kadar tumblr demişken, adreslerimizi de vereyim, belki ordan da takip etmek istersiniz.
Bu benim >> Life is Like a Grapefruit
Bu da Beisa'nın >> I Don't Trust a Man With Curly Hair 

-Tamam bitti, dağılın.


3 yorum:

beisa~ dedi ki...

tumblr görsellerin de pek bi yakışmış yazına :p ay döndük sonunda, çok mutluyum fatmaaaaaaaaaaa!! ;D;D

Unknown dedi ki...

Guzel blog....nihayet rastliyorum arada :)

beisa~ dedi ki...

çok teşekkürler! :)