The Talented Mr. Gençöz :p

Bir ders düşünün. Her hafta bir film izleyip, filmle ilgili psikolojik incelemeleri bir foruma yazdıktan sonra derse gidiyorsunuz. Dersin hocası, filmin hiç düşünmediğiniz yerlerinden çok ilginç çıkarımlar yapıyor. Semboller, teoriler havada uçuşuyor, sürekli bir tartışma ortamı. Genelde zevkli geçiyor, özellikle o haftaki filmi beğendiyseniz, konuşacak çok şeyiniz oluyor çünkü.

Dün yine gittim derse The Talented Mr. Ripley'i izleyerek. Foruma yorumumu yazmamıştım ama dinlemek de zevkli oluyor zaten. Hem de konuştukça bi şeyler çıkar diye umdum. Hasra'yla oturuyoruz en önde, her zamanki gibi. Hoca geldi. Geldiği gibi tebeşiri alıp yazmaya başladı: "Self". Bir yandan da anlatıyor. Filme hiç değinmiyor ama, anlattıkları öyle güzel bağdaşıyor ki filmle, hiç bozuntuya vermeden dinliyoruz. Sonra bi yerden, filme de bağladık da, 1 saate yakın tartıştık hocayla. "Şurada heykel vardı ya hocam, o bence self'i temsil ediyordu.", "Yok ya, antisosyal değil, öldürdükten sonra çok pişman olmuştu." falan diyoruz. Hoca da dinliyor gayet sakin, normalden az da olsa yorum yapıyor söylediklerimize. Bi soru geldi tam o sırada, "Hocam, bence Dickie'de maniklik vardı biraz, ne dersiniz?". Ve hocanın cevabı: "İtiraf ediyorum, filmi izlemedim!". Şaka mı? Orda dumur olduk hani, nasıl bi insan, bi saat boyunca ders anlatır da bunu çaktırmaz diye. Sonra sorduk, "Ama çok mantıklı bi yerden giriş yaptınız konuya?". Hocadan bi cevap daha: "Her şey self'le başlar zaten!" :D

Peki dedik, saygı duyuyoruz! :)

Dersi orada bıraktık artık. Söylemese anlamazdık, ama söyleyeceği varmış kesin. Yoksa o soruyu da çevirirdi rahatça, "Sen neden manik olduğunu düşündün ki?" diye. Evet, evet, kesin!


0 yorum: