Bir Gossip Girl Çakması !

Pek televizyon insanı sayılmadığımı önceden söylemiştim, ki bunun en büyük nedeni Türk dizilerinin çoğunu yeterince izlenesi bulmamamdır herhalde. Uzattıkça uzatılan roman uyarlamaları, birbirinin kopyası polis-hırsız kovalamacaları, şiveyle ya da konuşma bozukluklarıyla güldürmeye çalışan sitcomlar falan.. Çok yaratıcı değiliz galiba bu konuda -şimdilik. Bi de Küçük Sırlar'la yabancı dizi uyarlamalarına başladık, sonumuz hayır olsun diyip Gossip Girl kaynaklı söz konusu dizi hakkındaki yorumlarıma hemen geçiyorum.


Evet. Öncelikle sarı ve uzun saçlarının Serena'nınkilere benzemesi dolayısıyla Su rolünü kapmış Sinem Kobal'ın şansına diyecek bir şey bulamıyorum. Ne yazık ki benzerlikleri bu kadarla kalıyor. Zira, oyunculukları arasındaki farkları geçtim, Su gerçekten su kadar saf :p ama dizideki tek hem "güzel" hem başarılı hem iyi karakterimiz o olduğu için erkekler hep ona aşık oluyor. Ayşegül ne kadar sinir olsa haklı bence bu konuda. Zaten o daha güzel ve çok daha zeki. Bu yüzden Su gibi iyi olacağıma Ayşegül gibi kötü olurum daha iyi ! :p Ayşegül'ün arkasındakilere değinmenin yer israfı olacağını düşünmekle birlikte, Heves'in gerçekte Demir'le birlikte olduğunu da şaşkınlıkla belirtmek istiyorum! Demir demişken, Çavdar Tarlasında Çocuklar okuyan, gitar çalıp Beirut dinleyen, kardeşine "Ev Cini Dobby" diye seslenen o çocuğu niye Su'ya aşık etmiş senaristler anlayamıyorum. Su bunların birini biliyor mu, bana söyleyin ya! Bir de Çet'e kendini ispat etmeye falan çalışıyor. O Chuck'tan bozma Çet de kaç sene sınıfta kaldıysa arabayla okula gidip okulun bahçesini otopark niyetine kullanıyor. Ailesinden ayrı evde yaşayan lise öğrencisi Ali'ye ise ne desem boş :p

Sonuç olarak, kızların okulda süper minilerle ve makyajla dolaştığı, erkeklerin kızlardan fazla dedikodu yapıp iş çevirdiği bir diziyle karşı karşıyayız haftalardır. Ve ben bu diziyi izliyorum! Kaçırırsam internetten falan buluyorum. Gossip Girl gibi sürükleyici değil, hatta illa birileriyle muhabbet halinde izlemem gerekiyor sonunu getirebilmek için ama çok eğlenceli oluyor sonrasında yapılan geyikler :p Yazımın güzel geçmesini sağlayan şeylerden biri bile diyebilirim biraz daha durursam, o yüzden hemen gidiyorum ! U know u love me, xo.. Ay! Yanlış oldu bu :p

p.s : Gossip Girl'ün her bölümdeki güzel güzel ve farklı farklı müziklerinden sonra Atiye'li, Aylin Aslım'lı şarkılar beni pek sarmadı ama.. Tek sorunu bu olsa, di mi? :)


10 yorum:

Murat dedi ki...

Ben bu dizinin sadece ilk bölümünü izlemiştim ve başka da izlememe kararı aldım o andan itibaren :)

Gossip Girl çakması olsa içim yanmayacak ama çakma bile olamamışlar :D Zaten oldum olası 25 - 30 yaşındaki oyuncuları "lise" dizilerinde oynatmalarından nefret etmişimdir. Hala bu huylarından vazgeçmedi bizimkiler. Liseye giden çocuklar bunlar. Bir mükemmel konuşmalar, çetrefilli cümleler kurmalar falan sorma gitsin.. Benim gördüğüm liseliler genelde "La mahmut'a söle de top getirsin oynayak" seviyesinde bir türkçe.. Bunlar baya aşmış. Biraz gerçekçi olur insan yav :D

Ben de destan yazdım buraya.. Kusura bakma tutamadım kendimi. Hayde kolay gele :)

Eren Doğan dedi ki...

dizi müzik sektörü olmayan bir dizi sektörümüz var ne yazık ki :D

beisa~ dedi ki...

murat :D:D kullanılan dil konusunda kesinlikle katılıorum sana, ama bundaki abartıların yanından o kadar normal kalıo ki, insan rahatsız bile olmuo :D:D

ern :D evet, dizilerin yarısının müziğini toygar ışıklı, kalanının büyük çoğunluğunu da gökhan kırdar üstlendiği için, diğerleri de kendi çapında 2-3 şarkıyla idare edio işte :p napalım...

fatoş' dedi ki...

ahahahahahah :D
şu an bu yazına bayıldığımı bildirmek istiyorum. yani o kadar ki kendim yazmış gibiyim, öyle benimsedim dediklerini..

saykik olmaktan kaynaklı, ya da işte her bölümün ardından yapılan geyikler..

ve son olarak, demiri lütfen direk bize transfer edelim :)) biz onla çok daha kaliteli bi dizi çekeriz :D

Adsız dedi ki...

İşte tam da bu sebeplerden bizimkilerin dizilerini izlemiyorum...İşleri güçleri taklit...

beisa~ dedi ki...

fatmaa :D evet yaa, otostopçu'yu da okumuştur o, ben diyim bak sana, ilerde görürsün! :D

gök-türk : evet, ama yine o kadar kopya sayılmaz, mesela gossip girl'de serena'nın babası yok, bunda su'yun (su'nun?!) annesi :p gördün mü, ne kadar farklı! :D

мєltєм dedi ki...

sinem kobal'a uyuz oluyorum o yüzden bi bölüm baktım sonrası yok, sarmadı. yaw hem lise çağında ne mankenliği. öyle biseye katılıyorladır da ondan şeettim. çok uyduruk! benim çektiğim reklamların bile bi havası vardı:P bakınız marjan terlikleri:P (tabi bu zap tv'de bir reklam, kuzenlerimle çektiğimiz:D)

fatoş' dedi ki...

meltem bence sizin zap tv yayınlansa emin ol izlenme rekorları kırar :D
dehşet orjinal.. yani kimse iddia edemez orjinal değil die :D

ama bizim ülkemizde taklitler çok ünlü bea normaldir.. artık ben çoğu diziyi, dalga geçmek için izliorum.. valla ! :p

Buğra dedi ki...

merve boluğur inanılmaz, öyle böyle değil. ilginç bir şekilde çet de iyi baya. Dizi güzel ya bence

beisa~ dedi ki...

evet ya, ikisini seviorum ben de. çet bazen fazla bayık gelio gerçi, o yüzden demir favorim. hele son bölümdeki balonlu jestinden sonra birkaç gün adını sayıkladığımı itiraf edebilirim :p