Felsefe dersleri nasıl olur aslında?

Bugün artık seçmeli arayışına bir son vermem gerektiğini düşündüm. Üniversite korosunda alto olarak yer aldıktan sonra, bugün felsefeden olan son seçmeli dersime gittim.. Applied Ethics dersi.. Bakalım beğenirsem alırım diyordum ama ben bu dersten sonra kesin almalıyım diyorum.

Zaten ders şu şekilde başladı. Zar zor bulduğum derslik -aslında ders matematik bölümünde olduğundan ve matematik bölümü yıkık bir halde bekliyor olduğundan- ve 5e kadar yetiştirmem gereken pembe formların (tamamen işsel, özel ders vermeyi düşünüyorum da) düşüncesiyle sandalyeme kuruldum. Felsefe bölümünü neden seviyorum, hocaları çok kuuul kesinlikle.. Hoca geldi ve ilk dediği "eveeet dersi aldığınıza göre, hepimiz ahlaksızlar olarak toplanmış bulunuyoruz sanırım".. İçimden bir ses "efendim?" derken, komik hocamız ders hakkında genel bilgiler verdi ve bu dönem işleyeceğimiz 'cesaret' konusuna geçti.

Bir an düşündüm de daha önce yaz okulunda aldığım 'Philosophy of Love' dersinden sonra 'Philosophy of Courage' içerikli bir ders benm için ne kadar iyi olur bilemedim. :D Gerçekten diyorum bunun sonu hiç iyi değil, dönemin sonunda görürüm ben halimi :)

Sonra hoca dersi baya dallı budaklı anlattığı için ne zaman 'cesaret' konusundan çıkıp 'bilgelik' konusuna geldiğimizi anlayamadım. Bundan sonra hatırladığım hocanın Yunanlıların 'bilgelik' kavramı 'Sofia' ile ilgili bir şeyler dediğiydi. Peki Schopenhauer 'bilgelik' hakkında ne düşünüyordu. Demişti ki Schopenhauer "Bilgelik, herkesin koynuna atlayan bir sürtük değildir." (Schopenhauer demiş, hoca da bize dedi valla) "Hatta peşinden o kadar koşanlara, o kadar fedakarlık yapanlara bile varıp varmayacağı belli değildir."

Peki 'bilgelik' neden dişi olarak sembolize edilmiştir sorusundan sonra; arka sıralardan bir hanım kızımızın aklı başka bir şeye takılmış olacakki şöyle bir soru sordu:
-Peki hocam, bilgelik dişi de, şimdi bilgelik isteyene veriyor muymuş?
Tabi hocayla birlikte sınıf koparken, sorunun devamı:
-Ama hocam öyle olması gerek değil mi? Veriyor muymuş vermiyor muymuş?
Ee haliyle hoca 'hehe' modunda ne cevap vereceğini düşünürken, arkadan başka bir öğrenci; "bu iş herkülle zeynaya döndü galiba" der ve derse ara verilir.

Hiç dersi terketmek istemiyordum açıkçası ama pembe formlar yüzünden bir saat erken çıkmak zorunda kaldım malesef. Bu dönem bu dersle çok eğlenceli geçeceğe benziyor.

Hadi bakalım bu kadar felsefe yeter..
Görüşmek üzere.. :)


2 yorum:

beisa~ dedi ki...

kıskandım!

ama başka başka planlarım var gerçekten, cuma günleri boş boş oturmicam evde.. ondan çok arada kalıorum :)

fatoş' dedi ki...

tmm tmm.. ben de cumayı boşa çıkarmak istiorum ama aah jazz.. çakışmasaydı klinikle keşke..
büyük olasılıkla jazz'ı bırakıcam sanırım.
ikinci dönem de şarkı sölemeye devam edicem :D